Mücevher Sektörü için 2025’e  Güzel Bir Başlangıç

Mücevher İhracatçıları Birliği tarafından bu sene 5. kez düzenlenen Jewellery Antalya Alım Heyeti başarıyla tamamlandı. Dünyada ilk ve tek Türkiye tarafından düzenlenen etkinliğe katılan 500’ü aşkın uluslararası firmadan 1000’in üzerinde yabancı alıcı Türk Mücevher firmaları ile bir araya geldi. Mücevher İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ayhan Güner, her biri özenle seçilerek davet edilen yabancı alıcıların ağırlandığı böylesine kapsamlı bir alım heyeti etkinliğinin sadece mücevher sektöründe yapıldığını vurguladı.
Mücevher İhracatçıları Birliği tarafından bu sene 5. kez düzenlenen Jewellery Antalya Alım Heyeti etkinliği Antalya’da Rixos Sungate Otel’de gerçekleştirildi. Dünyada ilk ve tek Türkiye tarafından düzenlenen etkinliğe Güney Amerika, Orta Doğu, Balkanlar, Rusya, Türki Cumhuriyetler ve Avrupa ülkelerinden 512 firmadan 1000’in üzerinde satın almacı katıldı. Alım Heyetinin 1 milyon doların üzerindeki maliyeti etkinliğe katılan firmalar tarafından karşılandı. Etkinliğe katılan satın almacıların her biri özenle seçilip incelenerek davet edildi. Mücevher İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ayhan Güner, dünyada eşi benzeri olmayan böyle bir etkinliğin Türkiye tarafından gerçekleştirilmesinin önemli olduğunu belirterek şunları söyledi: “Mücevher İhracatçıları Birliği olarak tüm yönetimler dünya çapındaki büyük satın alımcıların fuarlara ve böyle satın alım etkinliklerine katılmaları için gerçekten çok etkili ve yaratıcı çalışmalar yaptılar. Bunların üzerine koyarak devam etmek istiyoruz. Her sene daha iyisini yapmayı hedefliyoruz. Ekonomi yönetiminden beklentimiz de üretici ve ihracatçıların dünya standartlarında ham madde tedarik etmesidir. Türkiye hem büyük bir pazardır, iç pazar talebi yine Türk firmaları tarafından karşılanıyor. Aynı zamanda dünyanın en güçlü mücevher endüstrisi olarak dünyaya da ihracat yapıyoruz.” Son dönemde uygulanan altın kotası nedeniyle Türkiye’deki hammadde fiyatları ile dünya fiyatları arasında ciddi farklar oluştuğuna dikkat çeken Güner, “Rakibimizin 80 bin dolara aldığı bir kilogram altını biz 84-85 bin dolar gibi fiyatlarla alıyoruz” diyerek, bunun üretimi ve ihracatı olumsuz etkilediğini ifade etti. Jewellery Antalya Alım Heyeti etkinliğinin tamamen ihracatçı firmaların olanaklarıyla gerçekleştirildiğini belirten Güner, yılın iyi bir başlangıçla açıldığını belirtti. Altın kotası kaldırıldığında pek çok sözleşmenin ihracata dönüşeceğini ifade etti. Güner, sözlerine şu şekilde devam etti: “Dünyanın en büyük mücevher üretim merkezi olan Kuyumcukent’te atölyelerin yarısı şu anda kapalı… Özellikle başta Dubai olmak üzere ülkemize gelerek yatırım yapan firmalar yeniden Dubai’ye döndüler. Yanı sıra Mısır, Özbekistan gibi ülkelere gidenler var. Oysa Kuyumcukent’in yanı sıra 3 yeni üretim üssünü daha sisteme kazandırarak 100 binin üzerinde yeni istihdam yaratmak isterken şu anda 250 bin istihdamın yarısına yakınını kaybetme noktasına geldik. Bunlar nitelikli ustalar. 2 bin doların üzerinde maaş alan ve mücevher sektörü dışında başka bir sektörde çalışamayacak ustalarımız kaybediyoruz. Kimi de şirketlerle beraber başka ülkelere gidiyor ve onlara iş öğretiyor. Yani kendi rakiplerimizi yaratıyoruz.” İtalya’nın mücevher ihracatının yüzde 70 inin Türkiye’ye yapıldığını belirten Güner, 700 milyon dolar olan bitmiş takı ithalatının bu yıl 5 milyar doları aştığını aktararak, «Ham madde fiyatlarındaki kilogram başına 3-4 bin dolarlık fark nedeniyle, Türkiye’de üretim yapmak, İtalya’da üretilen ürünü almaktan daha pahalı hale geldi.” dedi. MASAK uygulamaları zorluyor… Türkiye’nin gri listeden çıkması noktasında hükümetin verdiği mücadeleye destek verdiklerinin altını çizen Güner, “Hiç bu dönemki kadar zorlandığımı anımsamıyorum. Bir yandan altın kotası bir yandan da MASAK’ın istekleri bizim için iş yapmayı zorlaştırıyor. Müşteriden kimlik istiyoruz, adam şirket mi kuracaksın diyor. Oysa biz resmi ihracat yapıyoruz. Alan belli, Eximbank var. Kaçak bir şey olması olanaksız. AB ülkeleri vize vermek için dünya kadar evrak istiyor. MASAK da bizden ihracat yapacağımız müşterilerden sürüyle evrak istiyor. Biz aylarca uğraşıp müşterileri buluyoruz, bu tarz evrak talepleriyle kaybediyoruz. Yurt dışında belgeleri hazırlayıp konsolosluklardan apostil yapmasını istiyor. Müşteri bunu yapmak istemiyor, Konsolosluklar gelen müşterilere bundan haberimiz yok diyor. Yani her taraftan Türkiye’de mücevher üretmememiz için her şey yapılıyor. Öte yandan biri 742 tane şirket kuruyor. Mali müşaviri, gümrükçüsü, adresi aynı. Her biri üzerinden 20’şer bir dolar ihracat yapılmış göstererek İhracatçılar Birliğine üye yapıyorlar. Bizim zaten aktif üyemiz 700-800… MASAK gidip bunları araştırmıyor“diyerek, hükümetin ve ekonomi yönetiminin kara parayla mücadelede daha etkili yöntemlerle yasal ve kayıtlı çalışan iş insanlarına yardımcı olmasını istedi.

A Promising Start to 2025 for the Jewelry Sector Over 1,000 Foreign Buyers from 512 Companies Participated in the Procurement Delegation Event in Antalya

The 5th edition of the Jewellery Antalya Procurement Delegation, organized by the Jewelry Exporters’ Association, was successfully concluded. Over 1,000 foreign buyers from more than 500 international companies attended the event, which is the first and only of its kind in the world organized by Turkey. Ayhan Güner, Vice Chairman of the Jewelry Exporters’ Association, highlighted that such a comprehensive event, hosting carefully selected foreign buyers, is unique to the jewelry industry.

This year’s Jewellery Antalya Procurement Delegation was held at the Rixos Sungate Hotel in Antalya. The event welcomed more than 1,000 buyers from 512 companies across South America, the Middle East, the Balkans, Russia, Turkic Republics, and European countries. The event, which cost over $1 million, was financed entirely by participating companies. Each attending buyer was carefully selected and reviewed before being invited. Ayhan Güner emphasized the significance of such an unparalleled event being organized by Turkey, stating: “As the Jewelry Exporters’ Association, we have undertaken innovative and effective initiatives to ensure the participation of major global buyers in fairs and procurement events. We aim to build on these efforts every year. Our expectation from the economic administration is to enable producers and exporters to procure raw materials at world standards. Turkey is both a large market, with domestic demand met by Turkish firms, and a strong jewelry industry exporting to the world.” Drawing attention to the significant price disparity between raw material costs in Turkey and global markets due to recent gold quotas, Güner said: “While our competitors purchase one kilogram of gold for $80,000, we pay $84,000–85,000. This negatively affects production and exports.” Güner further noted that the Jewellery Antalya Procurement Delegation event, entirely funded by exporting companies, marked a strong start to the year. He stated that many contracts would translate into exports once the gold quotas are lifted. Güner continued: “Half of the workshops in Kuyumcukent, the world’s largest jewelry production center, are currently closed. Firms that had come to Turkey to invest, especially from Dubai, are now returning to Dubai. Additionally, some have moved to countries like Egypt and Uzbekistan. While we aim to add three new production hubs alongside Kuyumcukent and create over 100,000 new jobs, we are on the verge of losing nearly half of the current 250,000 jobs. These are highly skilled workers who earn over $2,000 and cannot transition to other industries. Some are even relocating with their companies to other countries, teaching our competitors the trade and effectively creating our own rivals.” Güner pointed out that 70% of Italy’s jewelry exports are directed to Turkey. He also stated that the value of finished jewelry imports, which was $700 million, has surpassed $5 billion this year. He explained: “Due to the price difference of $3,000–$4,000 per kilogram in raw material costs, producing in Turkey has become more expensive than buying products manufactured in Italy.” Challenges Posed by MASAK Regulations Güner underscored their support for the government’s efforts to remove Turkey from the gray list and said: “I cannot recall a time when we faced such challenges. On one hand, there’s the gold quota, and on the other, MASAK’s requirements make it difficult for us to conduct business. We ask customers for identification, and they respond by asking if we’re opening a company. Yet, we engage in official exports. Everything is transparent—our buyers are known, and Eximbank is involved. There’s no possibility of illicit activity. EU countries require a plethora of documents for visa issuance, and MASAK demands numerous documents from customers for export. We spend months finding customers, only to lose them due to these document requests. Foreign customers are asked to prepare documents and have them apostilled at consulates. Customers are unwilling to do this. Consulates, on the other hand, deny awareness of these requirements. It seems as though every effort is being made to prevent jewelry production in Turkey. Meanwhile, someone establishes 742 companies, all with the same accountant, customs agent, and address. Each company reports exports of $20 each, thereby becoming members of the Exporters’ Association. We already have only 700–800 active members. MASAK doesn’t investigate these cases,” he said, calling on the government and economic administration to adopt more effective measures to combat money laundering while supporting legal and registered businesses.