Yaz artık kendini açıkça göstermeye ve herkes tatil biletlerini almaya başladı. Hem yerlilerin hem de turistlerin tatil için en çok tercih ettikleri yerlerden biri olan Datça, bu ününü fazlasıyla hak ediyor. Gerek yeşil ve dokunulmamış doğası gerekse mavi bayraklı plajları ve masmavi denizi ile görenleri büyülüyor. Muğla’nın doğal güzellikleriyle ünlü olan ilçesi Datça’dan Akdeniz ve Ege’nin kavuştuğu bir yarımada olarak bahsetmek mümkün. Datça dağlık bir bölgede bulunuyor ve bu sayede hem yeşilin hem de mavinin en güzel tonlarını bir arada bulunduruyor.
Bu bölgede bulunan 52 koy ve bükün her biri tatil yapmak için çok ideal. Datça’nın girintili yerlerinden koy, yanında akarsu olan kısımlarından ise bük olarak bahsediliyor. Bu koy ve büklerin bazıları Akdeniz’e, bazıları da Ege’ye bakıyor. En bilinenleri Kargı Koyu, Domuzbükü, Ovabükü, Hayıtbükü, Kızılbük, Palamutbükü ve Çiftlik Koyu olarak sıralanabilir. Tatile kimlerle gidildiğine ve yapılmak istenen etkinliklere göre hangisinin seçileceği belirlenebilir; çünkü her biri çok farklı güzellikler barındırırken aynı zamanda doğanın dokunulmamış muntazam yanını vurguluyor.
Doğa güzelliklerinin Datça’nın huzurlu ve büyüleyici atmosferini oluşturan tek özelliği olduğunu söylemek, bu güzel tatil cennetine haksızlık olur. Bu haksızlığı önlemek için bölgenin tarihi değeri mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır. İlk olarak Knidos Antik Kenti’nden söz etmek gerekir. Bu antik kent, Akdeniz ve Ege’nin kavuştuğu Tekir Burnu’nda bulunuyor. Knidos Antik Kenti’ni ziyaret ederek Apollon Tapınağı, Dionysos Tapınağı, Bolukrates Çeşmesi, Yuvarlak Tapınağı ve Tiyatrosu’nu daha yakından görme fırsatını elde etmek mümkün. Ayrıca Datça’nın Eski Datça ziyaret edilirse ünlü şair Can Yücel’in evi görülebilir ve bölgenin taş sokak ve evlerinin keyfi çıkarılabilir.
